HEDEFİMİZ
Hedef ve Görevlerimiz
Hafızlığı, manevi yönü başta olmak üzere zihinsel, kültürel ve sanatsal bir çaba olarak ön plana çıkarmak, onurlu bir kimlik olarak tanıtmak ve itibarlı bir kurum olarak haline getirmek üzere her türden çalışmayı desteklemek. Hafızlık ve hafızların bütün sorunlarıyla ilgilenerek bu kurumun ülkemizdeki temsilcisi olmak.
Başta hafızlık olmak üzere, Kur’an eğitiminin içerdiği bütün kavramları, her türlü anlamlarıyla birlikte işlevsel hale getirmek, toplumda bu konuda sağlam ve saygın bir bilinç oluşturmak, uygulama yanında ayrıca sağlam kaynaklara dayalı bir bilgi birikimi sağlamak ve bunu her kesimle paylaşmak.
Bu bilgileri ve bu doğrultuda yapılacak bütün uygulamaları hayata geçirmek üzere her türlü faaliyette bulunmak.
HÂFIZLIK MÜESSESESİ
Genel Tanımlar
Hâfızlık, İslâm geleneğinin en temel kurumlarından biridir. Hâfız kelimesi, korumak, ezberlemek anlamı taşıyan Arapça hıfz kökünden türemiş bir sıfattır. Koruyan, ezberleyen anlamlarına gelir. Hâfız kelimesi Kur'ân-ı Kerim'de bu sözlük anlamıyla birçok kez geçmekte, Yusûf sûresinin 64, Hicr sûresinin 9 ve Enbiyâ sûresinin 82. âyetlerinde Allâh'ın sıfatı olarak geçmektedir. Hâmil kelimesi de hâfız karşılığı olarak kullanılır. Nitekim Resûlullah (s.a.s), Kur'ân'ı ezberledikten sonra unutmayan hâmil-i Kur'ân'a saygının, dolaylı olarak Allâh'a saygı demek olduğunu ifâde etmiştir.
Ayrıca Kur'ân'la meşgûl olanlara ve dolayısıyla hâfızlara Ehlü'l-Kur'ân ve Sâhibü'l-Kur'ân da denilmiştir. Kur'ân-ı Kerim'in tamamının ezberlenmesi farz kılınmamıştır. Ancak namazın farzlarından biri olan "kıraat", yani Kur'ân okuma mükellefiyetinin yerine getirilebilmesi için, yeterli miktarda âyet veya sûre ezberlenmesi gerekir.
Resûlullah bu asgarî bilgiden mahrum olanları harâbeye benzetmiştir. Hâfızlık ise, Kur'ân-ı Kerim'in bütününün hıfzedilmesi anlamını taşır. Kur'ân-ı Kerim nâzil olmaya başladığı günden itibaren, gelen âyetler Peygamber Efendimiz tarafından vahiy kâtiplerine yazdırılıyor ve sahabeler tarafından da ezberleniyordu. Böylece Kur'ân âyetleri iki yönlü bir korumaya tâbi tutulmuş oluyordu.
Daha sonra âyetlerin bir mushafta toplanmasına rağmen, ezberleme geleneği devam etti. Çünkü Kur'ân âyetlerinin, doğrudan namaz içinde olduğu gibi namaz dışında okunması da ibâdettir. Nitekim her Müslüman, namaz kılarken okuyacağı miktarda Kur'ân âyet veya sûrelerini ezberlemek durumundadır.